FIBA EuroChallenge Cup normal sezon G grubu ilk maçında Pınar Karşıyaka Hırvat BC Zadar ekibini taraftarının da muhteşem desteğiyle 88-81 yenerek gruplara güzel bir başlangıç yaptı. Taraftar ve oyuncular Özgür Soylu'nun ölümünün ikinci yılıına denk gelen bu galibiyeti Özgür'e armağan ettiler. Maçın yazısı, maçtan fotoğraflar ve videoları haberin devamında bulabilirsiniz.
Son günlerde Allen Iverson’ın Beşiktaş’a transferi dolayısıyla dün akşam Türk Spor basını tüm ilgiyi İstanbul’daki Beşiktaş- Hemofarm maçına çevirmişti. Bütün dikkatlerin AI’da olması, son periyotta yakalanan farkın rehaveti derken, bir anda oluşuveren bir Hemofarm serisi saatler 20:30’u gösterirken Beşiktaş’ın Yugoslav ekolünün disiplinine karşı koyamadığını gösteriyordu. Spor basını bunu tartışadursun, İzmir’de Karşıyaka’da asıl heyecan yeni başlamaktaydı. Genciyle yaşlısıyla, çoluğuyla çocuğuyla, 3binin üzerinde Karşıyaka sevdalısı Karşıyaka Arena’da toplanmış ve başlamak üzere olan maç öncesi saygı duruşundaydılar.
Dün... 16 Kasım 2010... Bundan iki sene önce Banvit – Karşıyaka maçına gitmek üzere deplasman otobüsünde olan Özgür Soylu kardeşimiz, bir benzin istasyonunda çıkan kavgada vücuduna saplanan hain bir kurşunla vefat etmiş ve bedeni aramızdan ayrılmıştı. Aradan geçen iki seneye rağmen gerek sporcusu, gerek taraftarı hiçbir Karşıyakalı Özgür’ü unutmadığını dün bir kez daha kanıtladı. Basketbolcular sahaya ``Ne seni unutacak kadar zaman geçecek, ne de geçen zaman seni unutturacak`` pankartıyla çıktılar. Maçın başlamasında 1-2 dakika önce taraftarın isteği ve basketbolcuların da ön ayak olmasıyla yapılan saygı duruşu ve sonrasındaki “Özgür ölmedi, kalbimizde yaşıyor” tezahüratları salondaki herkesin duygusal anlar yaşamasına neden oldu. Bu duygusal yoğunlaşmayı ise en güzel, mükemmel bir oyun sergileyen Birkan Batuk’un maç sonrası twitter’daki mesajı anlatıyor: “Verdigim sozu tutabildigim icin cok mutluyum!Bu galibiyet "Ozgur Soylu'ya" armagan olsun!Taraftarimizin destegi icin tesekkurler!”
Maça gelince... Maça hızlı başlayan taraf Karşıyaka oldu. Dış şutlardaki yüksek yüzde ve Furkan’ın ribaundlardaki etkisiyle ilk 3 dakika boyunca rakibe saha içi basket sansı tanımadık: 10-2. Bu dakika Zadar koçunun genç Bilan yerine Brown’u oyuna alması, Karşıyaka’da ise Jovo’nun kötü gününde olup kenara gelen Furkan’ın yerini dolduramaması ve takımın topu içeri indirecek bir hücum seti kurgusunun olmaması gibi etkenlerin birleşmesiyle bir anda ibre tersine döndü ve Karşıyaka sayı bulmakta zorlanmaya başladı. Periyodun bitmesine 40 saniye kala 21-16 ile farkı 5’e çıkaran Zadar, Birkan’ın 2 serbest atışına engel olamayınca çeyrek 21-18 Zadar üstünlüğüyle geçti.
İkinci çeyreğe Brown’un etkili oyunuyla başlayan Zadar’ın hızı Osiris ve Sneed’in ardarda attığı iki üçlükle kesildi. 28-28. Genelde başa baş geçen periyodun son dakikasına girilirken Osiris Eldrigde’den gelen mükemmel smaç, ardından Jovo’nun son saniye tipi ile hem Karşıyaka devreyi 46-41 önde geçmiş; hem de taraftarın coşkusuyla beraber ilk yarıyı moralli kapatmış oldu.
Geçtiğimiz senelerde Karşıyaka’da dikkati çeken en önemli noktalarda biri de 3.çeyrek sendromlarıydı. Çok başarılı geçen ilk yarılar sonrası gelen durgunlukla rakibin farkı kapatmasına izin verilir, sonra da en kolay maçlar bile stres dolu dördüncü çeyrekler sonrasında kazanılırdı. Ligdeki son Galatasaray maçındaki 3.çeyrek dönüşümüz bir nebze bizi rahatlatsa da, 3.çeyreğe girerken en büyük korkumuz bu sendromdu. Sonuçta Yugoslav ekolünün fark ne olursa olsun disiplini elden bırakmadığı gerçeği de sürekli aklımızdaydı. İkinci çeyreğe her ne kadar durgun başlasak da skor 54-52 iken yakaladığımız 10-0 lık seri bizi rahatlatan, rahatlamaktan da öte coşturan etken oldu. Aşağıdaki videoda da görüldüğü üzere durmaksızın desteğini sürdüren yeşil-kırmızılı taraftarlar hem az sayıdaki Zadar taraftarı tarafından alkışlanıp kameraya alındılar, hem de internet sitelerine yansıyan fotoğraf ve videolar sayesinde uzun zamandır kendilerini unutan Avrupa’ya bir mesaj göndermiş oldular.
Dördüncü periyodun başında 73-59 ile maçın en büyük farkını yakalayan Karşıyaka, farkın verdiği rehavetle rakibine verdiği 10-0 lık seriye rağmen üstünlüğü elden bırakmadı. Bu dakikalarda takımın topu içeri indirememesi sıkıntısı tekrar yaşanırken, bu kupadaki vasat hakemlerin ardarda çaldığı faul düdükleriyle tüm uzunlarımız ve Osiris’te faul problemi başladı. İşte tam da bu anda 34 dakika boyunca hiç sayı atamayan David Holston’dan gelen iki üçlük maçın dönüm noktası ve rahatladığımız an oldu. Bu dakikadan sonra iki takımdan da gelen kısır hücumlar ve aldığımız hücum ribaundlarıyla rakibe hücum şansı vermeyen Pınar Karşıyaka gruptaki ilk maçından 88-81 lik sonuçla galip ayrılmış oldu. Galibiyet sonrası göze fazla çarpmayan ve ilerde ihtiyacımız olmayacağını umduğum önemli bir nokta ise son iki dakikadaki 12 sayılık farkın düşülen rehavetle birlikte 5-0 lık bir seri sonucu 7’ye inmesiydi. Grup maçlarındaki en önemli rakibimiz olduğunu düşündüğümüz bir takım karşısında 1 sayının bile averaj için çok önemli olduğunu düşünürsek, kapanan bu fark maçın negatif yanlarından biri olarak göze çarptı.
Maç sonunda Furkan Aldemir 13 sayı 14 ribaund ve 2 blok ile maçın en değerli oyuncusu olurken , Birkan 3/6 üçlük ile 19 sayı, Osiris Eldrigde ise 3/5 üçlük ile 19 sayı – 4 ribaund istatistiğiyle oynadılar. Galibiyetten çıkarılması gereken dersler ise Jovo ve Sneed’in savunmadaki zaafları ve zıplamadan ribaund almaya çalışmaları, kısalarımızın çok çabuk geçilmeleri, Alper’in uzun süredir olduğu gibi maça iyi konsantre olamayışı ve sezon başından beri genel sıkıntımız olan çok fazla dış şuta dayalı oyunumuz. Şut soktuğunda kazanan, aksi takdirde kaybeden bir takım olmak – NBA’den verilebilecek bir Phoneix Suns örneğinde görüldüğü gibi- bizi istenen başarılara götürmeyeceğinden Hakan Demir’in en kısa zamanda pota altı setlerine de dikkati çekeceğini umuyoruz. Son olarak da çok sayıda fast break sayısına izin verdiğimizi düşünürsek geri koşma zaafını da eksilerimizden biri olarak ekleyebiliriz. Bu şekilde TBL’de çok sıkıntı çekmeyiz belki; ama Avrupa’da bir sonraki turla birlikte daha diri takımlarla karşılaşırken geri koşma zaafını çözmüş olmalıyız.
Sonuçta Avrupa’da gruplara güzel bir galibiyetle başlamış olduk. Maç sonrası Zadar takımının soyunma odasına giderken alkışlanması, basketbolcuların taraftarla bütünleşmesi, Furkan ve Sneed’in taraftar gibi coşkuyla sahadaki tezahüratı yönetmeleri, “Zıpla zıpla Zıplamayan Bursa” tezahüratı sonrası basketbolcular dahil kimsenin yerinde duramaması... En anlamlısı da sporcusu-taraftarı hep beraber “Özgür ölmedi kalbimizde yaşıyor” ve “Kupayı getirin bize, götürelim Özgür’e”...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder